

Ülkemize olan göçlerin yoğunlaşmasıyla birlikte “sınır dışı etme” kavramı günümüzde artık çok sık duyduğumuz bir kavram haline gelmiştir. Bu yazımızda da sınır dışı edilme meselesini hukuki boyutuyla ele alacağız:
Sınır dışı etme (Deport) devletlerin güvenliklerini ve kamu düzenini korumak amacıyla; ülke güvenliği ve kamu düzenini açısından tehlike arz edecek davranışlarda bulunan yabancıların ülkeden çıkarılması için alınan karardır. Sınır dışı etme kararı ancak ve ancak yabancılar için verilebilir, vatandaşlar sınır dışı edilemez. (AY Madde 23) Sınır dışı etme kararının yasal dayanağını oluşturan Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nda düzenlenmiş olan 53.Madde uyarınca; sınır dışı etme kararı Göç İdaresi Genel Müdürlüğünün talimatı üzerine veya re'sen valilik tarafından alınmaktadır. Bu madde hükmünden de anlaşılacağı üzere sınır dışı etme kararı tek taraflı bireysel nitelikteki bir idari işlemdir.
Hakkında sınır dışı etme kararı verilen yabancılara Türkiye’yi terk etmeleri için sınır dışı etme kararında da belirtilmek üzere on beş günden az olmamak şartıyla en fazla otuz günlük bir süre verilir. Ancak Kanun’da bu duruma ilişkin bir istisna yer almaktadır. Kanunun 56. Maddesi “Ancak, kaçma ve kaybolma riski bulunanlara, yasal giriş veya yasal çıkış kurallarını ihlal edenlere, sahte belge kullananlara, asılsız belgelerle ikamet izni almaya çalışanlara veya aldığı tespit edilenlere, kamu düzeni, kamu güvenliği veya kamu sağlığı açısından tehdit oluşturanlara bu süre tanınmaz.” ibaresiyle bu istisnayı düzenlemiştir. Madde hükmünden de anlaşılacağı üzere süre tanınmayacak haller sınırlı sayıda olup bu konuda idareye herhangi bir şekilde takdir yetkisi tanınmamıştır. Bu sayılan nitelikleri taşıyan yabancılar için süre tanınması mümkün değildir.
Sınır dışı etme kararı verilen yabancılardan; kaçma ve kaybolma riski bulunan, Türkiye’ye giriş veya çıkış kurallarını ihlal eden, sahte ya da asılsız belge kullanan, kabul edilebilir bir mazereti olmaksızın Türkiye’den çıkmaları için tanınan sürede çıkmayan, kamu düzeni, kamu güvenliği veya kamu sağlığı açısından tehdit oluşturanlar hakkında valilik tarafından idari gözetim kararı verilir. İdari gözetim kararı da sınır dışı etme kararı gibi tek taraflı bireysel bir idari işlem niteliği taşımaktadır.
Kanun’da aşağıda belirtilmiş olan durumları taşıyan yabancılar hakkında sınır dışı etme kararı verileceği hüküm haline getirilmiştir:
a) 5237 sayılı Kanunun 59 uncu maddesi kapsamında sınır dışı edilmesi gerektiği değerlendirilenler, (TCK 59. Madde:” İşlediği suç nedeniyle hapis cezasına mahkûm edilen yabancı, denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezasının infazına veya koşullu salıverilmesine karar verildikten ve her halde cezasının infazı tamamlandıktan sonra, durumu, sınır dışı işlemleriyle ilgili olarak değerlendirilmek üzere derhal İçişleri Bakanlığına bildirilir.”)
b) Terör örgütü yöneticisi, üyesi, destekleyicisi veya çıkar amaçlı suç örgütü yöneticisi, üyesi veya destekleyicisi olanlar,
c) Türkiye’ye giriş, vize ve ikamet izinleri için yapılan işlemlerde gerçek dışı bilgi ve sahte belge kullananlar,
ç) Türkiye’de bulunduğu süre zarfında geçimini meşru olmayan yollardan sağlayanlar,
d) Kamu düzeni veya kamu güvenliği ya da kamu sağlığı açısından tehdit oluşturanlar,
e) Vize veya vize muafiyeti süresini on günden fazla aşanlar veya vizesi iptal edilenler,
f) İkamet izinleri iptal edilenler,
g) İkamet izni bulunup da süresinin sona ermesinden itibaren kabul edilebilir gerekçesi olmadan ikamet izni süresini on günden fazla ihlal edenler,
ğ) Çalışma izni olmadan çalıştığı tespit edilenler,
h) Türkiye’ye yasal giriş veya Türkiye’den yasal çıkış hükümlerini ihlal edenler ya da bu hükümleri ihlale teşebbüs edenler,
ı) Hakkında Türkiye’ye giriş yasağı bulunmasına rağmen Türkiye’ye geldiği tespit edilenler,
i) Uluslararası koruma başvurusu reddedilen, uluslararası korumadan hariçte tutulan, başvurusu kabul edilemez olarak değerlendirilen, başvurusunu geri çeken, başvurusu geri çekilmiş sayılan, uluslararası koruma statüleri sona eren veya iptal edilenlerden haklarında verilen son karardan sonra bu Kanunun diğer hükümlerine göre Türkiye’de kalma hakkı bulunmayanlar,
j) İkamet izni uzatma başvuruları reddedilenlerden, on gün içinde Türkiye’den çıkış yapmayanlar,
k) Uluslararası kurum ve kuruluşlar tarafından tanımlanan terör örgütleriyle ilişkili olduğu değerlendirilenler.
Kanun aynı zamanda sınır dışı etme kararı verilemeyecek durumları da düzenlemiştir. Bu durumlar şunlardır:
a) Sınır dışı edileceği ülkede ölüm cezasına, işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya muameleye maruz kalacağı konusunda ciddi emare bulunanlar,
b) Ciddi sağlık sorunları, yaş ve hamilelik durumu nedeniyle seyahat etmesi riskli görülenler,
c) Hayati tehlike arz eden hastalıkları için tedavisi devam etmekte iken sınır dışı edileceği ülkede tedavi imkânı bulunmayanlar ç) Mağdur destek sürecinden yararlanmakta olan insan ticareti mağdurları,
d) Tedavileri tamamlanıncaya kadar, psikolojik, fiziksel veya cinsel şiddet mağdurları.
Yukarıda da belirtildiği üzere sınır dışı kararı Göç İdaresi Genel Müdürlüğünün talimatı üzerine veya resen valilik tarafından verilen bir karardır. Bu kararın tebliği içermesi gereken hususlar ve gerekçeleriyle birlikte hakkında sınır dışı etme kararı verilen yabancıya veya yasal temsilcisine ya da avukatına yapılır.
Yabancı, yasal temsilcisi ya da kendisini temsil eden avukatı sınır dışı etme kararına karşı kararın tebliğinden itibaren yedi gün içinde idare mahkemesine başvurarak itiraz edebilir. Mahkemeye yapılan başvurular on beş gün içinde sonuçlandırılır ve verilen bu karar kesindir. Yani sınır dışı etme kararına karşı yapılan itiraz sonucunda itirazın reddi kararı verildiği takdirde ayrıca bir iptal davası açılmamışsa veya da yargı yoluna başvurulmamışsa sınır dışı etme kararının uygulanması gerekmektedir. Bununla birlikte yabancının rızası saklı kaymak kaydıyla; dava açma sürecinde veya yargı yoluna başvurulması halinde yargılama neticeleninceye kadar yabancının sınır dışı edilmesi mümkün değildir.
Daha önce de belirttiğimiz üzere sınır dışı etme kararı idari işlem niteliğindeki bir işlem olduğundan bu işlemin iptali için idare mahkemesinde iptal davası açılması da mümkündür. Bu durumda yetkili idare mahkemesi İYUK Madde 32 gereğince; sınır dışı etme kararı veren valiliğin bulunduğu yerdeki idare mahkemesidir. İptal davası da kararın tebliğinden itibaren yedi günlük bir hak düşürücü süreye tabidir. Yani yabancı, yasal temsilcisi veya avukatı kararın kendilerine tebliğinden itibaren yedi gün içinde idare mahkemesine başvurarak davayı açmalıdır.
İdari gözetim altına alınan yabancılar açısından bu hususu ele alacak olduğumuzda ise, idari gözetim ve alternatif yükümlülüklere ilişkin başvuru yol ve usulleri de Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nda düzenlenmiştir. Kanun hükümleri uyarınca; idari gözlem altına alınan yabancı, yasal temsilcisi veya avukatı idari gözetim kararına karşı Sulh Ceza Hakimliğine başvurarak itirazda bulunabilir. Sulh Ceza Hakimliği bu kararı inceleyerek en geç beş gün içinde sonuçlandırır ve değerlendirme neticesinde verilen karar kesindir. Belirtmek gerekmektedir ki; idari gözetim kararına karşı yapılan itiraz başvurusu kararın yerine getirilmesi durdurmaz. Yani idari gözetim altında olan yabancı gözetim altında kalmaya devam eder.
Tüm bu belirtilenler çerçevesinde sınır dışı edilme meselesi günümüzde yabancıların sıklıkla karşılaştığı bir durumdur. Bu durumda bir avukattan hukuki durum almak sürecin usule uygun bir şekilde yürütülmesi açısından bir hayli önem taşımaktadır. Dolayısıyla bu gibi durumlarla karşılaştığınızda sizlere bilgi vermek ve yardımcı olmak üzere Euros Hukuk ekibi olarak hizmetinizdeyiz.